2 Mayıs 2021 Pazar

ESKİ LİMAN – Gülay Perşembe

 


Eski liman (1950) Şimdiki Pier’in yan tarafındaydı. Tam da İstanbul'a Kadeş Vapuru’yla gittiğimiz yıl. 11 yaşımda ilkokul beşe geçtiğim yılın sömestrinde. Ali Galip Firması kaliteli çukulata işine başlayacaktı. Babamın Giritli olduğunu biliyorlar. Çikolata sanayi de Rumların elinde. Gidip fikir alır, ara konuşmalarından da bir şeyler öğrenir diye göndermiştiler. Oradayken babam bizi de çağırdı. Kalacağımız ev, o zamanlar Fındıkzade’de oturan kuzenim Nergiz ablanın eviydi. Babam işleri arasında bizleri de İstanbul’da gezdirdi. Hatırladıklarım; Eyüp Sultan’a gittiğimiz, Kapalı Çarşı... Bir yokuştan tırmandığımızı hatırlıyorum. Acaba Cağaloğlu muydu?

O zamanlar henüz o geniş caddeler açılmamıştı. Yürüyerek Aksaray’da dolaştığım da hayal meyal zihnimde.

Babamın iş seyahati işe yaradı mı bilmiyorum ama çok uğraşsalar da kaliteli Al-Ga çukulatasını yıllar sonra başardılar.

Babam bizi önden İzmir’e gönderdi çünkü kardeşim Senay ilkokula yazılacaktı.

Sonradan rahmetli eşimle de birkaç kez İstanbul’a gittik. Değişikliği gözledim. Şimdi gitsem iyice saşırırım.

Dizilerde görüyoruz, bazı semtler nasıl betonlaşmış. Değişim kaçınılmaz ama çocukluğumuzun o güzel dokusunu da özlüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OKUMAYA DÜŞÜNMEYE ÜRETMEYE – Gülay Perşembe

      Sinema kanallarında yine karşıma "Nadide Hayat" filmi çıktı ve dalıp gittim. Kardeşim soruyor "Kaçıncı izleyişin?"...