Amatörce çekilmiş bir çekirdek aile fotoğrafı... Annem babam
kardeşimle... Arkasındaki not;1962 Ödemiş. O gezimizde esas gaye Ödemiş Birgi’ye
gitmekti. Birgivi hazretlerini ziyaret edip adak adamak. Rahmetli Hamit dayımın
aileden toplayabildiklerini kamyonete bindirip getirdiği ziyaret. Orada kurban kesilip yenildiğini hatırlıyorum.
Babam da kömür ocağını sırf çay demlemek için taşırdı. Hatta dönüşte güzel bir
manzara görüntüsünü yakaladığımızda mola vermiştik. Yengemin abisi Sait abi “Burada
ne güzel çay içilir!” dediğinde hiç üşenmeyen babam ateşi yakıp çay demlemişti.
Ziyaret edilen Birgivi hazretleri 27 Mart 1523’Balıkesir de doğmuş. Babasından
aldığı eğitimden sonra İstanbul’da Haseki Medresesi’nde eğitim alıp müderris
olmuş. Ömrünün geri kalanında Birgi'de talebe yetiştirip halkı irşad edip eserler
yazmış ve 'Birgivi' lakabıyla anılmış. İnsanımız Allah'a duada, illaki araya
bir insanoğlunu koymayı seviyor. Aklı başında bir insan ancak saygısından
ziyaret eder böyle ilim, irfan sahibi kişileri.
Yazımı dört asır önce söylenmiş ve her
asırda geçerli 'Birgivi'sözleriyle bitireyim: "Öyle bir zamanda bulunuyoruz ki, cehalet
meşhur, ilim ise sözü edilmeye değmez olmuştur. Bazı kimseler hurefaları ve
dinin yasakladığı şeyleri Allah'a yaklaşmanın en yüce yollarından sayıyor. İlmi zayıf bazı kişiler, insanları
ibadet kılığına büründürülmüş yaygın bidatlara teşvik ediyorlar. Bu durum insanların kendisinden gafil
bulunduğu bir musibettir.” Ne demeli “Tarih tekerrürden ibarettir."
boşuna denilmemiş. Akıllansaydık tekerrür eder miydi?